OYUNCAĞIN BÖYLESİ!!!
OYUNCAĞIN BÖYLESİ!!!
Adı U-010. Sanki kod adı verir gibi değil mi? Ama bu bahsettiğimiz öylesi bir şey değil. Şu an da tasarım halindeki özel bir yattan bahsediyoruz. U-010 adındaki bu özel yat denizin üstünde gidebildiği gibi, aynı zamanda denizin altında da gidebiliyormuş. Boyu atmış altı buçuk metre. Tüm bunların yanı sıra, kötü hava şartlarında bile, yolculara rahat bir seyahat fırsatı sunuyormuş. Muş da muş anlayacağınız.
Günümüz şartlarına bir göz atalım kısaca isterseniz. Memur-Sen’in Mayıs ay açlık sınırı araştırmasına göre, 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı önceki aya göre, 9.569 TL düşüş göstererek, 904,915 TL'ye, yoksulluk sınırı ise 20,809 TL düşerek 2 bin 368,728 TL'ye düşmüş. Türkiye Kamu-Sen ise, Mayıs ayı için tek kişinin yoksulluk sınırını 1472 TL 94 kuruş, 4 kişilik bir ailenin asgari geçim sınırını ise 2955 TL 21 kuruş olarak hesaplamış. Sevinsek mi, üzülsek mi bilemedim?
Gelelim asgari ücretin son durumuna. Asgari ücret, 1 Ocak 2010'dan itibaren, 16 yaşından büyükler için brüt 729, net 576,57 lira, 16 yaşını doldurmamış işçiler için ise brüt 621, net 499,25 lira olarak belirlendi. Ye kürküm ye hesabı, bozdur, bozdur harca bitmez bir para. Bitmeyi bırak, cepteki ömrü bile sınırlı. Daha alır almaz, daha eve varıp da bir hesap, kitaba oturmadan tükenecek kadar ufak bir para. Nice zenginlerin bir gecelik eğlence masrafı bile değil. Adamlar o paraya, para mı diyorlar? Baksanıza onlar için tasarlanan özel yata. Bizim rüyasına bile yatamayacağımız bir lüksü yaşıyorlar. Oysa biz, arada bir sahile inip, bir çekirdek çitletip, bir bardak çay içebiliyorsak, bunu kendimize lüks sayıyoruz. Hele bir de bir kayık kiralayıp denize açılabiliyorsak, dünya’nın en mutlu insanı oluyoruz.
İşsizliğin kol gezdiği günümüz Türkiyesinde, farz edin ki asgari ücretle çalışıyorsunuz ve bir aileniz var doğal olarak. Kiranız, elektriğiniz, suyunuz, doğal gaz ya da tüp gazınız (o daha pahalı), mutfak masrafınız, giyim masrafınız(çok zor), çocuğunuzun çoğu zaman isteyip de; sizin yerine getiremediğiniz özel ve masum istekleri vs. Offf ki offf.
Siz orada oflanırken, ucundan, kıyısından kesip, biçip, iki yakanızı bir türlü bir araya getiremezken, elalem özel yatlarda, katlarda, özel jetlerle canının istediği yerlerde kahvaltı veya akşam yemeklerinde keyif sürsün. Ohhh! Ne ala memleket bu!
Arada öyle büyük uçurumlar oluşmuş ki, kimse kimsenin halinden anlamıyor, anlamak istemiyor belki de. Bir yanda yoksul halk, açlık sınırında yaşam savaşı verirken, diğer yan da zengin zümre, lüks, yalılarda, yatlarda, seyahatlerde, ya da zevk için, para kaybetmek için kumarhaneleri olan ülkelerde, gününü gün ediyor.
Hal böyleyken, hırsızlıklar artıyor, cinnet geçirip cinayet işleyenler artıyor. Geçinemeyen, iş bulamayan insanlar, çareyi yanlış yollarda arıyorlar.
Adaletin kefesine koysanız, hangisi ağır basar dersiniz? Bu dünya’da işi iş olanların, ahrette de devre mülkleri, dolu kasaları var mı ki acaba? Neye güveniyorlar bilmiyorum ama yukarı da Allah var, onun ilahi adaleti er, geç yerini bulacaktır. Sağduyudan ayrılmayıp, sabırlı olanlar her zaman kazanırlar. Yüreğiniz ferahlık, cebiniz bereket bulsun…
Aslolan insandır. Karınca, kararınca, yaşayabildiğince…
Ayfer Gönay Erşahin
Facebook beğen
 
 
ZIYARETİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER ŞİİRLERIMİ ZEVK ALARAK OKUYACAĞINIZA İNANIYORUM 4 ziyaretçi
Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden